top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıFatih Altınöz

Eskiden tv haberleri ne kadar hoştu dii mi!

Sunucular haberlerini sunarlarken iş bölümünün mahvettiği gündelik hayatların güncel her sorununu konunun uzmanlarına danışırlardı ve ne güzel aydınlanırdık hep beraber dii mi?

Bu anlayış işi gücü olmayan kifayetsiz muhteris pek çok boş küme tarihçi,hukukçu,psikiyatr, anketçi, depremci, doktor ve benzerlerinden ünlü ve zengin insanlar yarattı dii mi? Ne hoş itimat ettik, taptık onlara!!!

Fakat yakın zamanlarda televizyonlar bu konuda yeni bir evreye geçti. Artık stüdyolarda sabit bir uzman koltuğu var.

Artık oraya bir tarihçi, bir hukukçu ya da bir anketçi ve benzerlerini oturtup her konuyu onlara soruyorlar. Burada bir ekonomik mantık ve tasarruf var şüphesiz. En azından televizyonlar bu kriz günlerinde daha az fondöten harcıyorlar artık!

Fakat stüdyo koltuklarında tek bir uzman uzun sürelerle oturduğunda….

Adamların (hepsi erkek) uykusu geliyor, esniyorlar, gaz kaçırıyorlar, burunlarını karıştırıyorlar, tırnaklarını kesiyorlar!

Koskoca duayenler bunlar üstelik!

Medya kendi yarattığı ikonların böyle ulu orta murdar olmasına müsaade etmemeli!

Çözüm için önerilerim var elbette. Zira üzülüyorum bu hallere.….

Son Yazılar

Hepsini Gör

Her konuyu en uçlarından ele alıp kamplara ayrışarak tartışma, ne tartışması kavgaya tutuşma alışkanlığımız neredeyse genetiğimize işlemiş halde. Memleketin tarihinde yer teşkil eden her olay ve şahıs

Memleket ve hatta dünya psikiyatri tarihine geçecek S.S. Zoroğlu Vakası hakkında Türkiye Psikiyatri Derneği’nin suya sabuna dokunmayan, orta yolcu açıklamasını okuyunca aklıma Dr.İbrahim Temo geldi.

Sinemasal nedenlerle dört yönetmenle çok yakın dostluğum oldu. Metin Erksan, Zeki Ökten, Fatih Akın ve Erden Kıral. Erden Kıral ile iki tamamlanmış senaryo yazdım. Biri ‘Babam ve Oğlum’ dan yıllar evv

bottom of page