(Konuşma mahalle bakkalında geçer.)
-Günaydın
-Vaay günaydın Hocam. Bugün erkencisiniz.
-Sürtüyorlar duyuyor musun?
-Kim hocam pardon anlayamadım?
-Levhalar. Levhalar
-Dışarda kapının üstündeki dii mi? Sormayın. Birisinin kafasına düşecek bi gün.
-Deprem levhaları evladım. Ne kapısı saçmalama! Tektonik tektonik.
-Tek tonik? Verdim hocam. Başka. Akşama misafir var herhalde.
-Duyuyor musun bak şimdi gene oldu. Geliyor. Gelecek. Gelmek zorunda. Sürte sürte geliyor. Benim için geliyor.
-Ben hissetmedim, ama tabi siz bu işin alimisiniz.
-Hissiyat gerekiyor Ahmet Efendi. Hissiyat.
-Hissiyatlar bende problem haklısınız. Ama tesisatlar sağlam hocam. Hiç merak etmeyin. 8 şiddetinde depreme dayanır dedi seninkiler bizim kayınço...
-Kayınçon nereli?
-Benim kayınço Kastamonu merkez.
-7.2. Sinop’tan başlar kıra kıra gelir. Hemen taşınsın. Bugün.
-İstanbul’da yaşıyor zaten kendisi.
-İstanbul’da yaşanır mı yahu? Delirmiş! Semt? Semtini söyle evladım. Boşuna yorma beni.
-Zeytinburnu’da apartmanları var babadan kalma. Aile apartmanı.
-Nee? Söyle salavat getirmeye başlasın. Gidip musalla taşına yatsın beklesin. İlk tsunami dalgasında alacak onu Marmara maaile. Geliyor…
-Aman hocam ne diyorsunuz?
-Hissediyor musun Ahmet Efendi derinden gelen sesleri?
-Bi tıkırtı duydum ben de, ama dolap arada yapıyor diye düşündüm.
-Dolap tıkırtısı değil evladım bu. Salak olma çocuğum. Bilimsel ol. Yeraltındaki levhaların melodisi bu….Tektonik tektonik.
-Verdim hocam. Verdim.
-Sus biraz. Çok konuşuyorsun. Dinle bak.
-…..Hissiyatım problemli hocam. Söylemiştim. Sabah sabah moralmen de çöktüm zaten. Çenem düştü. Kusuruma bakmayın.
-Çöker o viyadük ilk saniyelerde. Oradan gitme. Bolu üzerinden.
-Nereye gitmeyim?
-Kastamonu’ya? Kastamonuluyum demedin mi demin?
-Hayır Hocam. Kayınço Kastamonu Ben Adana. Kozan kazası.
-7.5 la sallar, 40 saniyede yıkar. Eli kulağında. Kalan Güney Anadolu fayı geldi yapıştı. Çaresi yok kırılacak. O kırılmasa da diğerleri var. Sessiz fay falan diyorlar. Sessiz demek harekete geçmeyecek demek değil. Rahatlamayın. Fay bu. Bugün uyuyor diye yatarsın yarın bi bakmışın…
-Bir haftalığına gideyim diyordum köye. En iyisi vaz geçeyim. Hanımın babasıgile gidelim bari Denizli’ye…
- 7.3 oralarda ideal. İki fay beraber kırılırsa hele. Görüyorum. Asgari 50 bin mevta.
-Orası da mı sırada?
-Ne sandın?
-Yapmayın hocam. Hanım babasına çok düşkündür. Yıkılır vallahi kadın.
-Yıkılacak tabii. Deprem bu. İdeal deprem bakmaz üçe beşe. Yıkar geçer. Söyle hemen evlerini sağlamlaştırsınlar. Bugün.
-Tek katlı evleri.
-Yandaki apartman üstlerine yıkılabilir.
-Bahçe içindeler. Koca arazide.
-Fayın tam altlarından geçmediği ne malum? Çok dikkatli olsunlar.
-Nasıl yani dikkatli?…..Hocam sütünüzü kodum. Yumurta da tamam….Hocam?
-Bi dakika. Bi sallantı oldu demin…
-Ben fark etmedim. Gerçi başım da dönmeye başladı. Ondan da fark etmemiş olabilirim.
-Şşşşt. Sus bi…Hissediyorum….Bak çok tatlı salladı…Yumuşacık, yalar gibi oldu vücudumu. Çok güzel. Çok güzel…Geliyor….Tahmin edelim bakalım….Eveet. Yer Marmara Denizi Çınarlık Çukuru. Deprem zamanı….saatimize bakalım 10.21 demek ki 10.20…. Büyüklük, evet büyüklük 3.2-3.3 arası maksimum…..
-Kandilli’ye baktım şimdi? Orada bir şey dememişler.
-Ne desinler? Ne diyebilirler? Kandilli kim evladım? Kim Kandilli? Hepsi benim çömezler. Ne anlar onlar?…Dinle bak. Duyuyor musun?
-Duyamıyorum hocam. Kendimden geçtim. Duyma uzvum dumur.
-Peki tetikler mi tetiklemez mi? İşte bütün mesele bu Ahmet Efendi. Tetikler mi tetiklemez mi?
-Hocam….
-Tetikler, hatta tetiklemeli, ama hangi fayı kırar, Ganos’a kadar uzanır mı? Uzansın. Hazır gelmişken iyice bir uzansın şöyle!
-Hocam müşteriler bekliyor. İsterseniz veresiye defterine yazayım.
-Şşşt. Geliyor…Geliyor…Kıra kıra geliyor. O beni kırmazsa ben onu kırıcam. Sütü de koydun mu?
-Koydum hocam. Tek toniğinizi de…
Comments