top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıFatih Altınöz

Dosto'dan...

“Evet, Haliç ve İstanbul bizim olacaktır, bir kere, kendiliğinden gerçekleşecek bu, öncelikle, zamanı geldiği içindir; eğer şu an zamanı gelmemişse de gerçekten çok yakındır, belirtileri bunu gösteriyor, daha önce gerçekleşmemişse zamanı gelmediği içindir....Evet Ortodoksluğun öncüsü olarak, onun koruyucusu ve kollayıcısı olarak, Rusya’nın kadim arması üzerine İstanbul’un çift başlı kartalını koyan III.İvan’dan beri kendisine saptadığı ve kuşkusuz Büyük Petro’dan sonra belirginleşen ve Rusya’nın kendi görevini yerine getirecek gücünü kavradığı ve fiilen Ortodoksluğun da, Ortodoks halkların da gerçek ve tek koruyucusu durumuna geldiği zaman üstleneceği roldür bu....”

Kitaptaki pek çok yazıda benzer vurgular var. Bir takıntı denebilecek denli sık üstelik.

Kitabın adı, Bir Yazarın Günlüğü.

Kitap yazarın 1873-1881 arası yazdıklarından oluşuyor.

Yazarı şu bizim Fyodor Mihayloviç Dostoyevski. Gençlerin deyimiyle Dosto.

Çok değil 150 yıl öncesi.

Putin’den medet umanlara...

Son Yazılar

Hepsini Gör

Her konuyu en uçlarından ele alıp kamplara ayrışarak tartışma, ne tartışması kavgaya tutuşma alışkanlığımız neredeyse genetiğimize işlemiş halde. Memleketin tarihinde yer teşkil eden her olay ve şahıs

Memleket ve hatta dünya psikiyatri tarihine geçecek S.S. Zoroğlu Vakası hakkında Türkiye Psikiyatri Derneği’nin suya sabuna dokunmayan, orta yolcu açıklamasını okuyunca aklıma Dr.İbrahim Temo geldi.

Sinemasal nedenlerle dört yönetmenle çok yakın dostluğum oldu. Metin Erksan, Zeki Ökten, Fatih Akın ve Erden Kıral. Erden Kıral ile iki tamamlanmış senaryo yazdım. Biri ‘Babam ve Oğlum’ dan yıllar evv

bottom of page