Şimdi Soyut Dışavurumculuk’un bir CIA projesi olduğunu, bu akımın öncülerinden olan boya tenekelerini tuvale devirme, tuvale boya fırlatma vb. ‘tekniklerin’ mucidi Jackson Pollock’un sıradan, cahil herifin teki olduğu halde bilerek baştacı edildiğini, bu akımın oluşturulma amacının ABD’nin 2.Dünya Savaşı’nda atom bombası kullanmasıyla dünya çapında kaybolan prestijini yerine koymak olduğunu söylesem bana komplo teorisyeni dersiniz kafadan.
Oysa bunları John Berger söylüyor ‘Portreler’in ’Jackson Pollock’ bölümünde.
Pollock, Max Rothko ve benzerleriyle anlamsızlaştırılan resim ‘Kavramsal Sanat’ dönemiyle tamamen çığrından çıktı ve bir piyasa ürünü haline getirildi. Mesela bir sergide dev bir tuvalin ortasında küçük bir kırmızı nokta görüyoruz ve o dakika büyülenerek kendimizden geçiyoruz ve hemen bu şaheserin yanındaki en aşağı beş sayfalık teorik açıklamayı okumadan da kendimize gelemiyoruz. Ve hala bir halt anlamamışsak da bu şeksiz şüphesiz salak olduğumuzdan! Sanatçı daha ne yapsın?
Edebiyat, sinema, bilim, felsefe de bundan münezzeh değil bu çağda.
Bizde ve benzerimiz az gelişmiş ülkelerde birdenbire ortaya çıkarılıp uluslararası parlatılmaya başlanan şahıslar da bundan münezzeh değil.
Vasat böyle oluşturuluyor.
Yorumlar