top of page

Yeryüzünde Bir An İçin Muhteşemiz



Emperyal bir devletin sınırları içinden düşünmek, düşünür olmak ve teori kurmakla dünyanın geri kalanı anlaşılamaz, açıklanamaz. Bu da başka bir şiddet türüdür ve oryantalistler/yerli işbirlikçiler eliyle kasti ya da hayran hayran, salakça öykünerek emperyalist ülkelerden perifer ülkelere yayılır, yürütülür ve hakim kılınır.


Batılı düşünürlerin kahir ekseriyeti doğrudan politik görünmeyen kuramlar oluştururken devletlerinin dünyanın diğer yerlerine uyguladığı şiddet ve tahakkümün onlara sağladığı düşünsel konfordan hiçbir zaman rahatsız olmadılar, suçluluk duymadılar, kuramlarını neyin pahasına kurdukları üzerine düşünmediler.



Ocean Vuong ‘Yeryüzünde Bir An İçin Muhteşemiz’ de bunu çok çarpıcı satırlarla annesine hitaben anlatmakta...



“Hiçbir nesnenin hazla sürekli bir ilişkisi yoktur. Ancak yazar için bu nesne ana dilidir.”, diye yazar Barthes.


Fakat ya ana dilin kavruk kaldıysa? Ya o dil bir boşluğun sembolü değil, kendisi başlı başına bir boşluksa, ya dil kesilip atıldıysa? İnsan kendini büsbütün kaybetmeden kayıptan zevk alabilir mi? Sahip olduğun Vietnamca senin bana verdiğin, telaffuz ve sözdizimi açısından ancak ikinci sınıf düzeyinde olan Vietnamca.


Küçük bir kızken, bir muz bahçesinden, Amerika’nın napalm taarruzuyla okulununun binasının çöküşünü seyretmiştin. Beş yaşından sonra bir daha hiçbir sınıfa adım atmadın. Anadilimiz, bu yüzden, kesinlikle bir ana değil-bir yetim. 


Bizim Vietnamcamız bir zaman kapsülü, senin eğitiminin sona erdiği, küle döndüğü yerin işareti. Anne bizim için anadilimizde konuşmak demek, sadece kısmen Vietnamca, ama bütünüyle savaşça konuşmak demek.”

5 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Dedemler

bottom of page